Sağlıkta şiddet: İstanbul’da psikiyatristin öldürülmesi

  1. Ana Sayfa
  2. Sağlık Sistemi
  3. Sağlıkta şiddet: İstanbul’da psikiyatristin öldürülmesi
Psikiyatri ve sağlıkta şiddet.
İstanbul’da psikiyatrist olarak özel bir hastanede çalışan meslektaşım Fikret Hacıosman’ın silahlı saldırı sonucu öldürülmesi üzerine bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu saldırı psikiyatristlerin maruz kaldığı ne ilk saldırıydı, eğer önlem alınmazsa son saldırı da olmayacak. Medscape’de sağlıkta şiddet hakkında yayınlanan yazı Michael Knable’nin çalışmasına göndermede bulunarak ABD’nde de psikiyatristlerin en çok saldırıya maruz kalan uzmanlık alanı olduğunu söylüyor. Bu çalışmaya göre psikiyatristler bir hasta ya da hasta yakını tarafından saldırıya maruz kalıyor. Saldırganlar en sık olarak şizofreni tanılı ya da isteği dışında yatış öyküsü olan genç erkek hastalar. En sık saldırı aracı ateşli silah olarak bildirilmiş. İstanbul’daki psikiyatrist meslektaşın maruz kaldığı hazin olayla benzerlik hemen dikkatinizi çekmiştir.

İzmir’de psikiyatristlere şiddet

İzmir’de uzun yıllar Ege Üniversitesi Psikiyatri Kliniği kapalı servis ve polikliniğinde uzman olarak görev yaptım. Sonra da öğretim üyesi olarak aynı klinikte süpervizör olarak çalıştım. Poliklinikte çalıştığım yıllarda İzmir’de kısa süre içinde birçok psikiyatrist saldırıya maruz kaldı. Biri öldürüldü. Yanımdaki odada çalışan uzman psikiyatr bıçakla yaralandı. Neredeyse ölüyordu. Bir keresinde de görüşmeye silahla giren bir hastanın silahını elinden aldığımı ve çekmeceme koyduğumu hatırlıyorum. Aslında yaptığım ne yapacağımı bilememekten başka bir şey değildi. Ufak tefek arbedeleri saymazsak saldırıya uğramadım ama çok yaklaştığını söyleyebilirim.

Sağlıkta şiddet, saldırgan özellikleri nelerdir?

Medscape makalesine göre bu saldırıların önemli bir kısmı önlenebilir vakalar. Saldırganların yarısı kadarı (%48.5) daha önce adli bir vakaya karışmış; %51.5’inde bir başka saldırı öyküsü var; %39.4’ü tedaviye uyumsuz ve %51.5’inin isteği dışında hastane yatış öyküsü var. Knable “Eğer erkek, sanrı ve varsanıları olan, başkalarına zarar vermesini emreden sesler duyan, ilaçlarını içmeyen ve daha önce saldırı öyküsü olan bir hastadan söz ediyorsak, saldırgan olma olasılığı yüksek” diyor. Buraya kadar özetlemek gerekirse, psikiyatristlerin risk altında olduğunu ve saldırgan profilini biliyoruz. Buna rağmen saldırıların önüne neden geçilemiyor ya da ne yapılması gerekir? Alınacak önlemlerin bir kısmı bütün ülkeyi ilgilendirirken, bir kısmını da sağlık sistemi ve hastane özelinde alınması gereken önlemler oluşturuyor. Bir psikiyatristin saldırgan hastayla yüz yüze olduğunda neler yapması gerekir sorusu da başka bir yazının konusu olabilir.

Doktorlara ve sağlık çalışanlarına şiddet nasıl önlenir?

Genel önlemler: silahsızlanma

Öncelikle silaha erişimin genel olarak kısıtlanması gerekir. Silah ruhsatı alımlarını güçleştirmek bir çözüm gibi görünse de işlenen suçların büyük bir kısmı aslında ruhsatsız silahlarla işleniyor. Umut vakfının raporuna göre suçların yalnızca 25 bini ruhsatlı silahlarla, 159 bini ise ruhsatsız silahlarla işleniyor. Bu durumda silahların denetimi daha önemli görünüyor. Özel muayenehanesinde çalışan bir psikiyatrın denetim yapması mümkün olamasa da hastanelerin herhangi bir silahla hastaneye girilmesini önlemeleri mümkün. Bakanlık düzeyinde bu konuda düzenlemeler yapılabilir ve yaptırımlar getirilebilir.

Hastanelerde güvenlik önlemi

Saldırgan olmasa da belinde silahı olan bir hastayla görüşme yapmak psikiyatrik görüşmenin temel ilkelerine aykırıdır. Ruhsatlı bile olsa silahlı bir hasta kendisine belirli bir ilacı yazmasını istediğinde doktordan ne yapması beklenebilir ki! Ateşli ya da ateşsiz bir silahla muayene odasına girilmesi ağır bir suç kabul edilmeli ve hiçbir saldırı söz konusu olmasa bile ağır şekilde cezalandırılacağı herkese duyurulmalıdır. “Silahlı olarak hastaneye gelenlerin hiçbir şekilde hastaneye kabul edilmeyeceği ve ısrar edenlerin cezalandırılacağı”nı herkes bilmelidir.

Üniformalıların muayenesi

Şiddetin yanı sıra tehdit de aynı ölçüde olmasa da kabul edilemez ve benzer şekilde yaptırıma tabi tutulmalıdır. Asker ve polis gibi kolluk kuvvetlerinden bazı hastalar üniformalı ve bu durumda silahlı olarak psikiyatriste gelebiliyorlar. Bence, psikiyatrinin kendine özgü durumu dikkate alındığında, iç yönetmelik düzenlemeleriyle üniformalı ve silahlı psikiyatri başvurularının önlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki hukuk devleti olmak için kanun çıkarmak yetmiyor. Kanunların uygulanması gerekiyor. Bu tartışmaya girmek yazımın boyutunu aşar.

Sağlık hizmeti koşullarının iyileştirilmesi

Hastane koşullarının iyileştirilmesi en azından teorik olarak hastanede şiddetin önlenebilir sebepleri arasında sayabiliriz. Psikiyatri kliniklerinde hastaların uzun bekleme sürelerine tahammülü daha az olabiliyor. Özellikle devlet hastanelerinin polikliniklerinde yüze yakın hastaya bakmak zorunda kalmak, hizmet kalitesini düşürdüğü gibi, uzun bekleme süreleriyle birlikte hastanın memnuniyetsizliğini ve öfkesini arttıran faktörlerdir. Psikiyatristin bu koşullarda hastaya kendisiyle samimi olarak ilgilendiğini ve yardım etmeye çalıştığını hissettirebilmesi ise neredeyse imkansızdır.

Doktorların saygınlığının arttırılması

Amerikan filmlerinden duymuşsunuzdur: çocuklar ileride itfaiyeci olmak istediklerini söylerler. Aslında zor ve tehlikeli olan bu mesleğin tercih edilmesindeki belki de en önemli faktördür mesleğin bilinçli bir şekilde saygınlaştırılması. Ülkemizde de doktorluk için benzer bir şey yakın zamana kadar geçerliydi. Sağlıkta şiddetin önemli sebeplerinden birinin de mesleğin sıradanlaştırılması ve saygınlığının azaltılması olduğunu düşünüyorum. “Sizin maaşınızı biz veriyoruz” sözü size tanıdık geliyor mu? Bu sözün doktorlara da söylendiğini giderek daha fazla duyuyoruz. Taşıdığı mana doğru bile olsa, arka planındaki sosyolojik değişimi onaylamam mümkün değil. Doktorlar ülkemizde en gayretli en idealist öğrenciler arasından seçiliyor. Başka hangi mesleği yapsa benzer şekilde başarılı olacak hatta belki de daha fazla kazanabilecek bu insanların doktorluk mesleğini seçmelerindeki en önemli faktörlerden birisi de mesleğin saygınlığıdır. Mesleğin saygınlığını azaltacak her şey ileride doktor kalitesinin de düşmesiyle sonuçlanacaktır. Genel anlamda sağlık hizmetlerinin kalitesinin ve hasta memnuniyetinin arttırılması da şiddeti azaltacağını düşünüyorum. Umarım yapılan yanlışlardan dönülür ve hem doktorların hakkettikleri saygınlık yeniden kazandırılır hem de sağlık hizmetleri daha kaliteli ve ulaşılabilir hale getirilir. Ulaşılabilir kaliteli sağlık hizmetleri hakkındaki yazımı okuyabilirsiniz.
Avatar

Mehmet Akif Ersoy

Şu Tarihten Beri Yazarımız:  19 Ağustos 2018

Psikiyatrik hastalıkların farmakoterapi (ilaç tedavisi) ve analitik yönelimli psikoterapi ile tedavisinde 25 yıllık deneyim.