Gebelik ve Psikiyatrik Hastalık

  1. Ana Sayfa
  2. Psikiyatri
  3. Gebelik ve Psikiyatrik Hastalık
Gebelik ve Psikiyatrik Hastalık

Gebelik ve Psikiyatrik Hastalık

Doğurganlık çağındaki bütün kadınlar anne adayı olarak tedavi edilmelidir. Sık gebelik testleri, cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgilendirme, aile planlamasının tartışılması hastayla yapılması gerekenler arasındadır. Ağır ruhsal hastalığı olanların kadın doğum uzmanlarına ulaşımı da çok daha zor olmaktadır.

Gebe hasta psikiyatrik hastalığı nedeniyle karar verecek durumda değilse ve gebeliği sonlandırmak istiyorsa ne yapılmalı?


Gebeliğin sonlandırılması kararı 10 haftaya kadar anne ve babanın kararıyla yasal olarak mümkündür. Ancak gebelik sırasında gerçeği değerlendirmeyi bozacak ve sağlıklı karar verme yetisini ortadan kaldıracak bir psikiyatrik hastalık gelişirse bu kararın verilmesi ve uygulanması yasal olarak güçtür. Kadın kendisi tahliyeyi (kürtajı) istese bile, ruh sağlığı düzeldikten sonra farklı düşünebilir ve kürtaj yapan doktoru dava edebilir. Hastanın eşi gebeliğin sonlandırılmasını istese de yapılması gereken kadının hızlı bir şekilde tedavi etmeye çalışarak yasal süre içinde hastalığın tedavisini sağlamaya çalışmak ve hastanın kendi kararını sağlıklı bir zihin ile verebilmesini sağlamaktır. Hastanın yatışı sırasında hızlı bir şekilde mahkeme kararı ile yasal vasi atanması sağlanırsa, hasta eğer yasal süre sonlanmadan önce iyileşemezse bu durumda yasal vasisinin vereceği karara uyulmak zorundadır. Yalnızca eşin vereceği bir kararı uygulamak doğru değildir.

Şizofreni hastasının gebelik kararını vermesi


Kimi zaman doktorlar bile ağır psikiyatrik hastalığı olanların cinsel hayatlarının olmadığını varsayabiliyorlar. Oysa durum hiç de böyle değildir. Psikiyatrik hastalıklar içinde en ağır olanlardan biri sayılan şizofreni hastaları da tedavi sonrasında normal ya da normale yakın bir yaşam sürdürebilirler. Hastalarımız zaman zaman bize evlendikten sonra gelmekte ve çocuk sahibi olmak istediklerini söyleyerek danışmanlık almaktalar. Bu durumda psikiyatristin tutumu ne olmalıdır? Genetik olarak geçeceği düşünülerek hastanın tamamen çocuk sahibi olmamasını istemek çok gerçekçi değildir. Şizofreni genetik bir hastalık olmakla birlikte geçiş %100 olasılık değildir. Genel toplumdaki olasılığı %1 civarında iken tek ebeveyn şizofreni ise risk %12, iki ebeveyn de şizofreni ise risk %46’ya yükselmektedir.

Hastayı bütün olasılıklar açık ve net bir şekilde anlatılmalıdır. Genetik risk, hastalığın ilerlemesi ile bebeğe bakım veremeyecek duruma gelme olasılığı, gebelik sırasında kullanılabilecek ilaçların belirli bir oranda da olsa bebek üzerinde etkilerinin olabileceği söylenmelidir. Son kararı doktor değil hasta ve eşi birlikte karar vereceklerdir.

Hastanın gerçek dışı beklentilerinin tartışılması gerekir. Anne olmanın hastalığına iyi gelebileceğini, ya da evliliğini kurtarabileceğine inanıyor olabilirler. Oysa çoğu zaman gebelik ve gebelik sonrası dönemde bazı psikiyatrik hastalıkların riskleri artabilmektedir. Her çift için gebelik ve çocuk sahibi olma kararı biriciktir, atakların sıklığı, post partum psikoz riskinin olup olmadığı gibi faktörlerin araştırılması gerekir. Planlı bir gebelik söz konusu ise ilaçların tamamen bırakılıp bırakılmayacağı ve ilaçların azaltılması ya da değiştirilmesi durumunda nüks olasılığının tartışılması gereklidir. Bazı ilaçlar plasentada anne kanından daha yüksek seviyede olabilir.

Gebelik sırasında antipsikotik ilaç kullanımı


Şizofreni hastasında gebelikte hangi ilaçlar kullanılabilir? Bu konuda bilgilerimiz her yıl biraz daha artıyor. Şu anki bilgiler ışığında Haloperidol, ketiapin, olanzapin diğer antipsikotiklere göre ön plana çıkıyor. Ancak tamamen güvenli hiçbir ilaç yok. Mümkünse etkinliğinden emin olduğumuz tek bir ilaçla tedavi tercih edilmelidir. Hiperprolaktinemi’ye yol açan ilaçlar ve depo antipsikotiklerden özellikle kaçınılmalıdır. Elektroşok Tedavisi (EKT) ve psikoterapi de tedavi seçenekleri arasında yer almalıdır.
Author Avatar

Yazar Hakkında