İnfertilite tedavisi (tüp bebek) için başvuran çiftlerin psikolojik ve psikiyatrik durumları

  1. Ana Sayfa
  2. Psikiyatri
  3. İnfertilite tedavisi (tüp bebek) için başvuran çiftlerin psikolojik ve psikiyatrik durumları
infertilite-kisirlik-tedavisi
Bu yazıda çocuk sahibi olamayan ve infertilite tedavisi için tüp bebek merkezi’ne (tüp bebek, ivf) başvuran kadınlarda ve çiftlerde yaşanan psikolojik sorunlar anlatılmaktadır.

İnfertilite nedir? Kısırlık nedir?

İnfertilite ya da halk arasında söylenen adıyla kısırlık en az bir yıl korunmasız cinsel ilişki olmasına rağmen, gebeliğin gerçekleşmemesi ve çocuk sahibi olamamaktır (Oğuz 2004). İnfertilite nedenleri %40 kadından, %40 erkekten kaynaklanırken, %20’sinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. İnfertil çiftlerin yaklaşık %10-20’si nedeni açıklanamayan infertiliteye sahiptir. Nedeni belirlenememiş bu infertilite durumlarında çiftlerin 3–5 yıl içinde fertilite yani gebe kalma şansı %56’dır.  Beş yıldan sonra bu oran %30’a düşer.

İnfertilite psikolojik nedenler:

İnfertilite merkezine başvuran çiftlerin %70’inde organik bir köken saptansa da, cinsellik üreme fonksiyonunun ötesine geçerek; bu aşamada başarısızlık, yetersizlik duyguları yaşatması, yaşamın birçok alanına yayılan sorunlar oluşturması kaçınılmaz hale gelebilir. Çünkü fizyolojik süreçlerle duyguların dinamikleri içiçe geçmiştir ve birbirine bağlıdır.

İnfertilite ve damgalanma

Üreme konusundaki yetersizlik sıklıkla sosyal bir damgalanma (stigma) yaratır ve utanç verici bir yetersizlik olarak algılanır. Ani ve beklenilmeyen bir yaşam krizi olarak kendini gösteren infertilite, beklenilmeyen, belki de açıklanamayan, tanısı uzun bir zamana yayılan, aşırı stres yaratan ve uyum mekanizmalarını zorlayan bir durumdur. İnfertiliteyle psikolojik fonksiyonlar arasındaki ilişki iki şekilde ele alınabilir. Birincisi psikopatolojinin infertilite nedeni olabilir ki bu duruma ‘Psikolojik İnfertilite’ denilir; diğeri ise infertilitenin bir sonucu olarak psikolojik sorunların ortaya çıkar.

Stresin infertiliteye yol açması

Stres, hipotalamik-gonadal yol aracılığıyla yumurta oluşumuna engel olabilir (anovulasyon). Ortaya çıkan duygusal emosyonel sorunlarda kullanılmakta olan ilaçların da önemli etkisi vardır. İnfertilitenin kişinin hayatına yansıması olan psikolojik, sosyolojik, evlilik ve seksüel etkileri araştırılmıştır. Bunların içinde infertilitenin bir çeşit yas olarak algılanması, depresyonun ortaya çıkışı, infertiliteye karşı oluşan öfke, hayal kırıklığı, suçluluk duyguları, şok, inkâr, anksiyete, beden imajının bozulması, kontrol kaybı, inanç ve özgüvende değişikliklerin oluşumu ve sosyal etkileri sayılabilir (Oğuz 2004).

İnfertilitenin sosyal sonuçları

İstemsiz çocuksuzluk olarak da adlandırılan infertilite, bedensel ve ruhsal etkilerin yanında sosyal etki olarak evlilik sorunları, kendine güven azlığı, cinsel performansla ilgili tatminin az olması ve cinsel birleşme sıklığının azalmasına da neden olabilmektedir (Upkong and Orji 2006). İnfertilite ile karşı karşıya kalan birey/çift beklenmedik ve zorlu bir yolculuğa başlar. Bu yolculuk belli evrelere ayrılmaktadır. İlk evre şok ve inanmama evresidir. Şok evresini yadsıma (inkar) evresi izler. Çift her ay yaşanan düş kırıklıklarına yoğun stres, yorgunluk, geçirilen grip ya da yeterli sıklıkta cinsel ilişkiye girmeme gibi gerekçeler bulmaya çalışır. Eşleri bekleyen diğer evre anksiyete evresidir.

Tüp bebek tedavisi (In Vitro Fertilizasyon) ve psikolojik etkiler

İnfertilite tedavisi gören kadın, bedeni ‘işgal ediliyor’ veya ‘saldırıya uğruyor’ gibi hissedip yoğun korku yaşayabilir. Bireylerde eşi tarafından terk edilme endişesi ortaya çıkar. İnfertil olan eş diğer eşin gözünde ‘yetersiz ve eksik’ olmaktan, ya da onun sevgisini kaybetmekten korkar. ‘Kısır’ tanısı ‘benlik saygısında azalma’, ‘kadın olarak kendini yetersiz hissetme’ gibi utanma duygularını, ya da ‘erkek olma, güçlü ve kudretli olma duygusunun abartılı yaşanması’ gibi duyguları ortaya çıkarabilir. Tetkikler karmaşık ve girişimsel hale gelmeye başladıkça anksiyete artar. İnfertil çiftleri bekleyen sonraki evre öfke evresidir. In Vitro Fertilizasyon (IVF) uygulamasında çifti bekleyen bir başka evre kontrol kaybıdır. Yapılan tetkikler karmaşık, pahalı ve girişimsel olduğundan, çift özel yaşamları ihlal ediliyormuş duygusuna kapılır. Çünkü kişilerin bedenleri ve cinsel yaşamları didik didik edilmektedir. Çift için yaşam artık eskiden olduğu gibi ‘kestirilebilir’ değildir.

İnfertilite ve yalnızlık duygusu

Yukarıda bahsedilen duyguların süreğenleşmesi eşlerde yalnızlık ve yabancılaşmaya yol açar. Bu evrede, kişiler hamile kalan arkadaşlarını gördükçe, onlarla paylaşacakları ortak şeylerin azaldığına, arkadaşlarının onların infertilite ile ilgili sorunlarından sıkıldıklarına inanmaya başlarlar. Kendilerini ‘farklı’ ya da ‘kusurlu’ gibi görüp utanırlar. Destek ve öneriye açık olan infertil çift acınma ve merhamet istemez. Karı-koca sadece dış dünyadan değil, birbirinden de uzaklaşır ve yabancılaşır.

İnfertilite ve suçluluk duygusu

İnfertiliteyle mücadele eden çiftin yaşayabileceği diğer bir evre suçluluktur. Eşler diğerinin anne-babalık rolünü yerine getirmesine engel olduğunu düşünüp kendisini suçlu hisseder. Bu duygulara, ait oldukları kültürün gereği olarak önemli bir toplumsal rolü gerçekleştirememenin suçluluğu da eklenebilir. Yadsıma, suçluluk ve öfke duyguları ile baş edemeyen çift, bir noktada umutsuzluğa kapılmaya başlar ve bitkin düşer. Günlük yaşamdan zevk almamaya başlar ve hemen her şeye karşı ilgi ve istek kaybı, belirsiz bir gelecekle ilgili kayıp yaşar. Depresyon ve yas bu kayıp duygusuyla ilişkilidir. Çift sadece biyolojik bir çocuğu değil, ideal aile ve çocuk fantezilerini de kaybeder.

Tüp Bebek Tedavisinin ileri evrelerinde psikolojik etkiler

Aylar ilerledikçe IVF sürecinin yarattığı hasar gittikçe artar ve çiftin mücadele kapasitesi ve kaynakları gittikçe azalır. Kadında her ay menstruasyonun başlaması kayıp hissini tetikler. İnfertilitedeki yas süreci Kübler-Ross’un tanımladığı ölümcül bir hastalığın son dönemine yönelik yas sürecine benzer. Ancak, infertilitedeki yasta ölümcül bir hastalıkta olduğu gibi yaşamı tehdit edici bir durum yoktur, evlilik ilişkisi tehdit altındadır. Ayrıca, infertilite aile bireylerini ölümcül bir hastalıkta olduğu gibi bir araya getirip yakınlaştırmaz, tam tersine bireyleri birbirinden uzaklaştırır. Sağlıklı çiftler yavaş yavaş çözülme (resolution) evresine ilerler. Yadsıma yerine gerçekler kabul edilir. Yaşanan olumsuz duygularla baş etme yolları bulunup daha uzlaşmacı ve barışçı bir yol seçilir.

Başarısız tüp bebek tedavisinin sonrasında yas

Tedaviden vazgeçen çiftler kayıpları için yas tutar ve duygusal olarak anne-babalık dışında kendilerini ödüllendirecek başka yollara yönelir. Bir kısım infertil çift evlat edinme, sperm, ovum bankasından ovum, sperm ya da embriyo transferi ve kiralık anne gibi seçeneklerini araştırır (Özçelik ve ark. 2007). Bu bağlamda hem birey ruh sağlığı, hem de evlilik ilişkisi zarar almaya başlar. İnfertilite dört yönden bireylerde ruh sağlığı ve evlilik ilişkisi üzerinde olumsuz etkilere yol açar. Bunlar; tedavi sürecinin uzun olması, bu sürecin ruh sağlığı üzerindeki ‘yıkıcı’ etkisi, tedavi işlemlerinin çok karmaşık, alışılmadık ve uzun basamaklardan geçmeyi gerektirmesi, IVF sonunda elde edilen sonucun etkileri. Bu sonuç, ya biyolojik yolla artık çocuk sahibi olamamanın kabul edilmesi ya da ancak büyük sıkıntılara katlanılarak çocuk sahibi olunmasıdır (Özçelik ve ark 2007).

İnfertilite ve evlilik: eşler arasında uyum

Eşler arasındaki uyum psikolojide son yıllarda en çok incelenen konulardan biri olmuştur. Jinekoloji ve psikiyatrinin kesiştiği noktada bazı çiftler tıbbi tedaviyi yeğleyecekler, bazıları çocuksuz bir evliliği sürdürmeyi seçecek, bazıları ise evlat edinme yolunu araştıracak ve hatta bazı çiftler ayrılmaya karar vereceklerdir. Bu bağlamda infertilite tedavisi gören kadınların var olan riskleri, kriz ve yas sürecinin tamamlanma için gerekli terapötik desteğin sağlanması önemlidir (Volkan 1999).

Bir yaşam krizi olarak infertilite

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre toplumdaki sıklığı %10–15 olan infertilite; tıbbi, psikiyatrik, psikolojik ve sosyal sorunları beraberinde getiren kültürel, dinsel ve sınıfsal yönleri olan bir krizdir (Özçelik ve ark. 2007). Türkiye’de yaklaşık olarak 1,5–2 milyon çiftin infertil olduğu tahmin edilmektedir (Oğuz 2004). İnfertilite bedeni ve ruhu yoran bir süreç olduğundan infertilite tedavisi olan bireyin her iki alanda da desteklenmesi, sürecin kronikleşmesini önlemektedir. Gelişmiş ülkelerde infertilite tedavisi başlamadan önce ayrıntılı psikolojik hikâye alınması uygun görülmektedir. Bunun nedeni tedavi sürecinde oluşabilecek problemleri öngörerek önceden hazırlıklı olma, hatta ciddi patolojisi olan kişileri tedavi uyumunu etkileyeceğinden, pahalı ve uzun olan bu sürece hiç dâhil etmemektir.

İnfertil çiftler için psikolojik yardım

Dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde infertil çiftler için psikolojik servisler kurulmuştur. Ancak ülkemizde bu tür bir destek henüz oluşturulmuş değildir. Dahası, ülkemizde psikiyatri pratiğinde infertilite ve oluşturduğu psikolojik profille ilgili deneyim yoktur (Oğuz 2004, Karlıdere ve ark. 2007). Bir çalışmada psikiyatrik birinci eksen tanısı ve genel sağlık sorunu bulunmayan 103 infertil çiftin kadınlarının ve erkeklerinin depresif semptom şiddetinin klinik depresyona işaret etmeyecek düzeyde, durumluk kaygılarının normal ve sürekli kaygılarının yüksek olduğu saptanmıştır (Karlıdere ve ark.2007). Bir başka çalışmada, 220 çiftte psikiyatrik birinci eksen tanılarının gerek toplam oranı (%38,63), gerekse tanı dağılımında uyum bozukluğu, anksiyete bozuklukları ve mizaç bozukluklarının daha yaygın olduğu yönündeki bulgular yer almaktadır (Guerra ve ark. 1998, Chen ve ark. 2004).

Psikolojik ve psikiyatrik yardım

İnfertil bireyler için baş edilmesi oldukça güç olan bu kriz durumunda bireylere gerekli danışmanlık ve desteğin sağlanmasında psikiyatr, psikiyatri hemşiresi ve psikologlara önemli görevler düşmektedir (Taşçı ve ark. 2007). Tıbbi, psikiyatrik, psikolojik ve sosyal sorunları beraberinde getiren infertilitenin teşhisi, tedavisi ve sonrasında çocuk sahibi olma ya da olmama durumunda psikiyatrik danışmanlık çok önemlidir.

İnfertilite ve eşin desteği

Kadın bu dönemde özellikle eş desteğinin beklentisi içindedir ve bu desteğin yeterli düzeyde karşılanması kadının bedensel ve ruhsal iyilik hali üzerinde pozitif etki göstermektedir (Cassel et al,1974; Crockenberg,1981). Destek ihtiyacı eş tarafından sağlanmalıdır, aksi takdirde “karşılanmamış beklentiler” eşler arasındaki ilişkide memnuniyetsizlik yaratmakta, kadının psikososyal durumunu ve davranışlarını olumsuz yönde etkilemektedir (Keeling et al,1996). Literatüre göre, bu aşamada çiftler için danışmanlık çok gerekli görülmektedir. Eşler arasındaki uyum, tedavi sonrasında sahip olunan çocuğun psikolojisi için de önemlidir (Yılmaz, 2001). Zira eşler birbirlerine duydukları saygıyı kaybettikten sonra, dünyaya gelen çocuklar bile evliliğin devamını sağlayamamakta, parçalanmış aileler gündeme gelmektedir.

Referanslar:

Akar H. Psikiyatrik Yardım Talebi Olanlar İle, Yardım Talebi Olmayan ve Boşanma Aşamasında Olan Çiftlerde; Çift Uyumu ve Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkinin Karşılaştırılması Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlık Tezi. 2005. İstanbul. Cassel J.The Contribution of the Social Environment to host resistance: The fourth Wade Hampton Frost lecture, American Journal of Epidemiology.1974;104, 107–123. Crockenberg SB.Infant irritability, mother responsiveness and social influences on the security of infant-mother attachment. Child Development.1981;52, 857–865. Erol N (1982) Ülkemizde Psikiyatrik Hastalarda Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanterinin Geçerlik Araştırması. Psikoloji Dergisi, 4(14-15): 15-23. Erol N (1984) MMPI’ın Normal Türk Örnekleminde Madde Analizi. Psikoloji Dergisi 17: 24-39. Fışıloğlu H, Demir A. Türk Örnekleminde Çiftler Uyum Ölçeği’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. (Yayınlanmamış veri). 1997. Franco JG Jr, Razera Baruffi RL, Mauri AL, Petersen CG, Felipe V, Garbellini E. Psychological evaluation test for infertile couples. J Assist Reprod Genet. 2002;19(6): 269-73. Hisli N. Beck Depresyon Envanterinin Geçerliliği Üzerine Bir Çalışma. Psikoloji Dergisi. 1988; 22: 118-126. Karlıdere T., Bozkurt A. Yetkin S., Doruk A., Sütçigil L., Özmenler N.K., Özşahin A. (2007). Psikiyatrik Birinci Eksen Tanısı Almayan İnfertili Çiftlerde Emosyonel Semptomlar, Sosyal Destek ve Cinsel İşlev Bağlamında Cinsiyet Farkı Var mı? Türk Psikiyatri Dergisi 2007; 18(4): 311–322. Keeling DI,Price PE,Jones E,Harding KG.Social support:Some pragmatic implications for health care professionals. Journal of Advanced Nursing.1996;23, 76–81. Oğuz D.H.(2004). İnfertilite Tedavisi Gören Kadınlarda İnfertilitenin Ruh Sağlığına, Evlilik İlişkileri Ve Cinsel Yaşama Etkileri. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 12. Psikiyatri Birimi Uzmanlık Tezi. İstanbul 2004. Özçelik Ö., Karamustafalıoğlu O., Özçelik A. (2007). İnfertilitenin Psikolojik Ve Psikiyatrik Yönü. Anatolian Journal of Psychiatry 2007; 8: 140–148. Savaşır I (1978) MMPI’ın Türkçeye Uyarlanması ve Standardizasyon Projesi. Psikoloji Dergisi, 1(1): 18-24. Savaşır I (1981) Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri El Kitabı (Türk Standardizasyonu) Ankara Sevinç Matbaası. Spainer G. Measuring dyadic adjustment: New scales for assesing the quality of marriage and similar dyads. Journal of Marriage and the Family, 1976; 38, 15-27. Taşcı K.D., Özkan S.Sağlık Yüksekokulunu Öğrencilerinin İnfertilite Hakkındaki Görüşleri. Kor Hek 2007; 6(3): 187–192. Tegin B. Depresyonda Bilişsel Bozukluklar, Beck Modeline Göre Bir İnceleme. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi, 1980, Ankara. Tümkaya S. Ailesi yanında ve yetiştirme yurdunda kalan ergenlerin Umutsuzluk düzeylerinin karşılatırılması.Türk Eğitim Bilimleri Dergisi. Güz 2005; 4, 3,1-17. Upkong D., Orji E. (2006) Nijerya’daki İnfertil Kadınlarda Ruh Sağlığı. Türk Psikiyatri Dergisi 2006; 17(4): 259–265. Volkan D.V., Zinti E: Kayıptan Sonra Yaşam (Çevirenler: Vahip I, Kocadere M) Halime Odağ Psikanaliz Ve Psikoterapi Vakfı Eğitim Notları:1, İzmir 1999 Yılmaz A.(2001)Eşler Arasındaki Uyum: Kuramsal Yaklaşımlar Ve Görgül Çalışmalar. Aile Ve Toplum Dergisi, Sayı:4, Cilt:1, Yıl:4, Eylül-Aralık 2001, Başbakanlık Aile Ve Sosyal Araştırmalar Gn. M., Erişim Adresi: www.Aile.Gov.Tr/Raporlar/Aile%20ve%20toplum4.Pdf İnfertitile ve tüp bebek tedavisi için uzman aramaya buradan başlayabilirsiniz.
Avatar

Mehmet Akif Ersoy

Şu Tarihten Beri Yazarımız:  19 Ağustos 2018

Psikiyatrik hastalıkların farmakoterapi (ilaç tedavisi) ve analitik yönelimli psikoterapi ile tedavisinde 25 yıllık deneyim.