Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Koçluk Bir Yardım Seçeneği midir?

  1. Ana Sayfa
  2. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
  3. Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Koçluk Bir Yardım Seçeneği midir?
dehb-kocluk
Koçluk uygulamalarının bazı ilkelerinin gündeme gelmesi 1940’lara kadar uzanmakla birlikte, 1980’lere kadar kendi başına sahneye çıkmadığı söylenebilir (Hudson 1999; Tobias 1996). Koçluk kendi ayaklarının üzerinde durmaya başladıktan kısa süre sonra “hasta olmayanlara yardım” iddiasıyla oldukça geniş bir müşteri kitlesine kendini bir yardım aracı olarak sunmuştur. (Koçlar “hastalık”la ilgilenmediklerini söyledikleri için ilgili yazında olduğu gibi bu yazıda da müşteri (client) ifadesini kullanmayı tercih ettim.) Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde tamamlayıcı olarak 1990’lı yıllarda gündeme gelmiş ve uygulamada günümüze dek giderek yaygınlaşmıştır (Hallowell ve Ratey 1994; Sleeper-Triplett 2010). Görünen o ki koçluk, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olanlara da sunacağı hizmetler olduğu iddiasındadır. Bu yazının amacı son yıllarda ülkemizde de giderek artmakta olan “koçluk” uygulamalarının erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde bütüncül yaklaşımdaki yeri hakkında mevcut literatürü gözden geçirmek ve diğer yardım seçeneklerinin içinde durduğu yeri netleştirmektir. Journal of Attention Disorders dergisinin editörü Sam Goldstein, 2005 yılındaki editoryal yazısında koçluğun o zamanki durumu itibariyle psödo-bilimsel bir konu olmaktan öte gidemeyeceğini ve yaygın bir şekilde reklamı yapılmasına karşın koçluk taraftarlarının uygulamalarını destekleyecek bilimsel bir çalışma yapmadıklarını vurguluyor. Konuyla ilgili editörlüğünü yaptığı dergiye gönderilecek araştırma yazılarını hızlı bir şekilde gözden geçirilmesini sağlayacağını söylemesine rağmen bu yazıdan günümüze dek geçen zaman içinde literatürde konuyla ilgili yayınlar incelendiğinde koçluğun uygulamasındaki yaygınlaşmaya paralel düzeyde bilimsel olarak sınandığını söylemek mümkün değil. Her ne kadar üniversite öğrencileriyle yapılan koçluk uygulamasındaki sorun alanlarına odaklanmış olsa da Deal ve arkadaşlarının (2015) geliştirdiği koçluğun faydasını değerlendirmeyi hedefleyen ölçek bu alanda atılmış küçük ama önemli bir adım sayılabilir. Yine de, Goldstein’ın “ruh sağlığı alanında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu koçluğunun etkinliğiyle ilgili bir mitin yaygınlaştığı” görüşüne katılmamak elde değil. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nda koçluğun etkinliği hakkında kontrollü ve diğer yardım/tedavi seçenekleriyle karşılaştırmalı çalışma literatürde bugün itibariyle mevcut değil.Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nda koçluğun etkililiğine dair çok az sayıda ampirik çalışma (Kubik 2010; Prevatt ve Yelland 2015) olmasına karşın tedavi kılavuzlarında koçluk hakkında birkaç satırla da olsa yer aldığını görüyoruz. Örneğin, AvustralyaDikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Kılavuzu (The Royal Australasian College of Physicians 2009) psikoeğitim, danışmanlık ve psikoterapiyle birlikte koçluğu da sayarak bazı DEHB’li erişkinlerin psikososyal müdahalelerden fayda görebileceğini söylüyor ve klinik deneyim ve uzman görüşüne göre en iyi uygulamanın tercih edilmesini tavsiye ediyor. Murphy (2005) psikososyal müdahalelerle ilgili gözden geçirmesinde, çocuklardaki tedaviye benzer biçimde erişkinlerde de çok biçimli (multimodal) tedavi yaklaşımını öneriyor. Murph’nin önerdiği çok biçimli tedavi, DEHB ve eş tanıların psikoeğitimi, DEHB ve eş tanıların farmakoterapisi, koçluk, bilişsel davranışçı terapi (bireysel ve grup) ve aile terapisini içeriyor. Koçluk bilimsel literatürde yer almadan ve ruh sağlığı uzmanları tarafından bilinmeden önce hastalara ulaşacak gibi görünüyor. Özellikle ülkemizde terapi/danışmanlık/koçluk ve bunun gibi psikososyal müdahale alanları, aralarında ayrım gözetilmeden hastaların başvuru mercii olabilmektedir. Bu nedenle koçluk ve psikoterapi arasındaki farklardan kısaca söz etmekte fayda görüyorum. Koçluk bireyin hayatında örneğin iş ya da eğitim hayatındaki hedeflere ulaşabilmesi için destek olmaya çalışırken, psikoterapi bireye daha bütüncül olarak yaklaşır ve örneğin bilişsel davranışçı terapide olduğu gibi hastanın bilişsel bileşenini de ele alır. Bununla birlikte bazı uzmanlar örneğin Kooij’in erişkinDikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hakkındaki kitabının ilgili bölümünde yaptığı gibi koçluk uygulamalarını gerektiğinde bilişsel davranışçı modeli de içerecek şekilde daha geniş bir uygulama olarak görebilmektedirler (2013). Koçluk ve psikoterapi arasındaki farklara dair çeşitli kaynakların (Williams 2003; Hart ve ark. 2001) ilk ve öncelikle vurguladıkları nokta şudur: psikoterapi “medikal/klinik model” üzerinden teşhise dayanır ve patolojiyle ilgilenirken, koçluk “öğrenme/gelişim modeli”ne dayanır ve müşterinin gelecekle ilgili hedeflerine ve gelişme potansiyeline vurgu yapar. Terapi işlevsellikteki bozukluklarla uğraşırken, koçluk daha iyi olmak isteyen “sağlıklı” müşteriyle ilgilenir. Terapi geçmişle ve travmayla uğraşır ve onarırken, koçluk şimdiyle ve gelecekle ilgilenir. Terapi “niçin” sorusunu sorarken, koçluk “ne” ve “nasıl” sorularını sorar. Terapist cevapları bilen kişiyken, koç müşterisiyle “birlikte çalışan eşit ortak”tır. Terapist hastasına kendini çok az açar ya da hiç açmazken, koç kendini bir eğitim aracı olarak müşterisine açar. Koçlar müşterilerine sorular sorarak bazı stratejiler geliştirmelerine ve bu stratejileri uygulamaya koymalarına yardımcı olurlar. “Bu konuda ne yapabilirsin?”; “Bu hedefe ulaşmak adına harekete geçmek için kendini nasıl motive edebilirsin?”; “Bu adımı ne zaman tamamlaman gerekir?” ve “Şimdiye kadar hangi adımları attın, sonraki adımları ne zaman uygulamaya koyman gerekir?” gibi sorular sorulur (Children and Adults with Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder (CHADD) 2003). Koçluk belirlenen günlük yaşama dair sorunlara yönelik problem çözme becerilerini öğretmeyi hedefler. Yaşam boyu DEHB ile yaşamanın sonucu olarak Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan erişkinler pratik organizasyon becerilerini öğrenmeyi başaramamış olabilirler (Nadeau 1995; Nadeau 1995b). Avrupa kıtasında DEHB’li erişkinlerin tedavisini geliştirmeyi ve bozukluğun farkındalığını arttırmayı hedefleyen “Erişkin DEHB Avrupa Networku” yayınladıkları beyannamede koçluğa da yer vererek koçluk programının şu alanları içerebileceği ifade ediyorlar: Bozukluğun kabullenilmesi; zaman yönetimini öğrenme; her seferinde bir hedef belirlenecek şekilde aktivitelerin sınırlandırılması; ev, idari ve finans işlerinin organizasyonu; ilişki ve iş zorluklarıyla baş etme; görevleri başlatma ve tamamlamayı öğrenme ve DEHB’ye ilişkin emosyonel cevabın anlaşılması (Kooij ve ark. 2010). Beyannamede, bu alanların BDT uygulamalarında da tedavi hedefleri içinde yer aldığını hatırlatılıyor. DEHB koçluğu uygulaması ve eğitimi alanında çalışan bir organizasyon olan “Edge Foundation” DEHB koçunun odaklandığı yedi temel alanı şöyle sıralıyor: zaman çizelgesi yapma; hedef belirleme; güven geliştirme, organizasyon, odaklanma, öncelik belirleme ve görevlerde istikrar (2013). DEHB’nin eğitim hayatı üzerindeki olumsuz etkileri ve başarı baskısı nedeniyle olsa gerek erişkin DEHB’liler içinde üniversite öğrencileri, koçluk uygulamalarının özel olarak yöneldiği bir yaş grubu gibi görünüyor. Bu yaş grubuyla yapılan kontrollü olmayan değerlendirme sonuçları, organizasyon, motivasyon, çalışma stratejileri, içgörü, otonomi, öz güven, esenlik (well-being) ve belirtilerin yol açtığı sıkıntı (distress) gibi alanlarda pozitif sonuçları bildiriyor (Parker ve ark. 2011; Prevatt ve Yelland 2015; Reaser ve ark. 2007; Swartz ve ark. 2005). Koçluk/terapi farklılıklarının sıkça vurgulanmasına karşın, Williams (2003) patolojiyi tanıyamayan ve koçluk/terapi sınırlarını ayırt edemeyen Koç’un hem kendisi hem de müşterisinin tehlikede olduğu uyarısını yapıyor. Williams, müşteri açısından yanlış müdahale nedeniyle en iyimser senaryoda vakit ve para kaybı, daha kötüsü patolojinin ağırlaşarak doğuracağı hayati tehlikeler söz konusu iken; koç açısından, müşterinin yetkin ve lisansı olmadığı halde kendisini “tedavi” etmeye çalışan koçu dava etmesi tehlikesiyle karşılaşabileceğini söylüyor. Koçluk uygulayıcılarıyla şahsi karşılaşmalarımda en çok “hasta”yla çalışmadıkları vurguladıklarını görüyorum. Koçların kendilerini medikal modelin dışında görmelerine saygı duyarım ve ruh sağlığı çalışanlarının ilgi duymayabileceği ve zaman ayırmak istemeyebilecekleri bir alanda bir hizmet üretmelerini desteklerim. Ancak aynı koçun Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde “kişiselleştirilmiş bir beslenme programının” ne kadar etkili olabileceğine dair fikir yürütmesini sakıncalı bulduğumu da ifade etmek zorundayım. Özellikle terapist eğitimi ve geçmişi olmayan koçun, temel sorunu birinci ve ikinci eksen patolojileri olan hastalara “yardım” etmesi olası olsa da bu yardım özel bir format gerektirir. Damgalanma endişesi, hastaların aslında kendilerine daha uygun olan müdahale yöntemi farmakoterapi/terapi iken koçluğa başvurmalarının en önemli nedenlerinden birisidir. Üstelik başlangıçta hem müşterinin kendisi hem de koç, psikoterapi ve farmakoterapi ihtiyacının farkında olmayabilir. Birçok erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu vakası psikososyal yardım için kendilerinde DEHB’den şüphelenmeden başvurmaktadırlar. Yakın zamanda yaptığımız bir çalışmada bir psikoterapi merkezine başvuran ve DEHB tanısı alan olguların yalnızca %15.4’ü kendisinde DEHB olduğundan şüphelendiklerini belirtmişlerdir (Belirgan 2016). İlk başvuru merkezi olduğunda eğitimsiz koçun DEHB belirtilerini gözden kaçırması yüksek olasılıktır. Bu durumda koçun DEHB’nin farklı görünümleri konusunda bilgi sahibi olması çok önemlidir. Williams (2003) bütün koçların ihtiyaç halinde müşterilerini değerlendirmelerini isteyebilecekleri bir danışman psikolog ya da psikoterapistleri (DEHB’yi tanıdıklarını varsayarak) olmasını tavsiye ediyor. Kooij (2013), kendi kliniklerindeki uygulamalarında bireysel koçluğun bilişsel davranışçı terapiyi de bilen ve Erişkin DEHB tanısal değerlendirmesini yapabilecek şekilde eğitimli bir sağlık personeli tarafından verildiğini ifade ediyor. Eğer ekonomik sorunlar ve aile sorunları gibi birçok sorunu varsa koçluğun psikiyatri hemşiresi tarafından verilmesinin, eğer depresyon, anksiyete ya da kişilik bozukluğu gibi ek tanıları varsa bir psikolog tarafından koçluk hizmetinin verilmesinin daha uygun olacağını söylüyor. Yine deneyimlerine dayanarak farmakoterapi olmadan yalnızca koçluğun ya hiç faydası olmayacağını ya da çok az faydalı olabileceğini ekliyor (s.172). İlaç tedavisine ek olarak nelerin yapılabileceğini soran hastalara benim tavsiyem öncelikle farmakoterapinin sonuçlarını görmemizde fayda olduğu şeklinde olmaktadır. Bu uygulamanın birden fazla gerekçesi olduğunu düşünüyorum. Birincisi çoğu durumda kısıtlı olan maddi kaynaklar dikkate alındığında, farmakoterapiyle hızlıca düzeltilecek sorunların psikososyal müdahaleyi gereksiz yere meşgul etmesinin önüne geçilmiş olacaktır. İkincisi farmakoterapi yürütücü işlevleri düzelterek hastanın eğer yönlendirilirse koçluk uygulamasından azami fayda sağlamasını kolaylaştıracaktır. Koçluk yüz yüze, telefonla olduğu gibi son yıllarda grup formatında da uygulanmaktadır. Grup ortamının Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hastasının birbiriyle karşılaşarak destek almalarına ve yargılanma korkusuyla baş etmelerine yardımcı olabileceği belirtiliyor (Koiij 2013, s. 171). Koçluk planlama ve organizasyon alanlarında pratik beceriler kazandırmanın yanı sıra dürtü kontrolü, kendilik imajı, uyku sorunlarına odaklanırken, kadınlara ve öğrencilere özel ya da eş ve aile üyelerine özel grup programları da düzenlenebiliyor. İster bilişsel davranışçı terapi uygulansın, isterse dar anlamıyla koçluk uygulaması yapılsın, psikososyal müdahale yöntemlerinde ilk seans ya da seanslarda psikoeğitim verildiğini görüyoruz. Koçluk uygulamaları da benzer şekilde psikoeğitim seansları içeriyor. Eğer hasta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nu tıbbi modeli de kapsayacak şekilde tanıyamadığı ve birçok önyargıyla zihni karışık olduğunda psikoeğitim diğer tedavi seçeneklerinden (farmakoterapi, psikoterapi ya da koçluk) önce gelmektedir. Tedavi için yeterli motivasyonu olmayan hastanın herhangi bir yardımdan fayda görmesi ve devam etmesi ihtimali düşüktür. Bu nedenle ilk görüşmede her zaman motivasyon değerlendirilmelidir. Kendisi de bir koç olan ve uygulamanın değerine ve etkinliğine inandığını ifade eden Koretsky (2016) koçluk uygulamasına başvurmadan önce DEHB’linin konuyla ilgili kitapları okumasını, eğer imkânı varsa lokal destek gruplarına katılmasını, doktoruyla konuyu tartışmasını ve kendini hazır hissetmeden koçluğa başvurmaması gerektiğini söylüyor. Koretsky ayrıca koçluktan önce psikoterapinin birçok hastanın tanıya gösterdiği yas tepkisi üzerinde çalışma imkânı vereceğini, terapi sayesinde kendisini daha derinlemesine tanımış olan hastaların koçluktan daha çok faydalandığını söylüyor. Koretsky’ye göre koçluk uygulamasına hiçbir zaman eş ya da ebeveynlerin isteği üzerine başlanmaması gerekir; hastanın bizzat istemediği bir yardımın faydası olmayacaktır. Seanslar arasında ödev yapmaya hazır olmayanlar da koçluk için uygun müşteri değildirler. Koretsky koçun DEHB’yi tanımasının önemine vurgu yapıyor: DEHB’yi bilmeyen bir koç, hastası kendisinden bir şeyi tekrar etmesini istediğinde müşterisinin dinlemediğini varsayabilir, ya da geç kaldığında zaman yönetimiyle ilgili sorunları olduğunu düşünmek yerine yeterince kendisini vermediğini varsayabilir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu vakalarındaki hem birinci eksen hem de ikinci eksen psikiyatrik bozukluklarla yüksek eş tanı oranları dikkate alındığında, eğer koçluk talep ediliyorsa ilk sırada psikiyatrik tedavi görmeleri, farmakoterapinin sonucu alındıktan sonra ve eş tanılı durumlar tedavi edildikten sonra, hastaların ekser çoğunluğu için koçluğun psikoterapiyle birlikte yürütülmesi gerekeceği ön görülebilir. Kriz durumlarında, intihar eğilimi olduğunda, motivasyon azlığında, birinci ya da ikinci eksen bozuklukların eş tanısı durumlarında da koçluk tercih edilmemelidir. Eğer alkol ya da madde bağımlılığı söz konusu ise, öncelikli olarak ele alınmalıdır. Son söz olarak yukarıdakilerden yola çıkarak şu anki durum itibariyle kanaatimce ülkemiz için koçluk hiçbir zaman yardım için ilk başvuru mercii olmamalıdır. Koçluğun müşteri kitlesini hasta olmayan olarak tanımladığı dikkate alındığında, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olgusu ancak psikiyatrist ya da psikoterapist tarafından yönlendirdiğinde, ruh sağlığı çalışanıyla eş zamanlı olarak işbirliği ile koçluk hizmetinden faydalanabilir. Yukarıda da belirtildiği gibi birçok ortak hedefi olduğu da dikkate alındığında bilişsel davranışçı tedavi farmakoterapiden sonraki ve koçluk uygulamasından önceki adım olarak değerlendirilmesi, hali hazırdaki bilimsel bilgi birikimimizle uyumlu bir strateji olacaktır.   Referanslar: Belirgan S. (2016) Genel psikiyatri polikliniği ve bir aile danışmanlık merkezine ilk kez başvuran olgularda erişkin DEHB ve erişkin DEHB’ye eşlik eden I. Eksen psikiyatrik bozukluk yaygınlığının araştırılması. Tıpta Uzmanlık Tezi. İzmir. Children and Adults with Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder (CHADD) (2003) Coaching for Adults with AD/HD. http://www.help4adhd.org/ 27.04.2016 tarihinde erişildi. Deal LS, Sleeper-Triplett J, DiBenedetti DB, Nelson L, McLeod L, Haydysch EE ve Brown TM. (2015) Development and validation of the ADHD Benefits of Coaching Scale (ABCS). J Atten Disord; 19(3): 191-199. Edge Foundation. (2013). ADHD coaching FAQs: How does an ADHD coach help? https://edgefoundation. org/information/about-adhd/coaching-faqs Goldstein S. (2005) Coaching as a treatment for ADHD. J Atten Disord; 9(2): 379-81. Hallowell EM ve Ratey JJ. (1994). Driven to distraction: Recognizing and coping with attention deficit disorder from childhood through adulthood. New York, NY: Simon & Schuster. Hart V, Blattner J ve  Leipsic S. (2001) Coaching Versus Therapy A Perspective. Consulting Psychology Journal: Practice and Research; 53(4): 229-237. Hudson FM. (1999). The handbook of coaching. San Francisco: Jossey-Bass. Kooij JJS. (2013) Coaching Adults with ADHD “Adult ADHD. Diagnostic Assessment and Treatment (3. Edisyon)” içinde Springer-Verlag London. Kooij SJ, Bejerot S, Blackwell A, Caci H, Casas-Brugué M, Carpentier PJ, Edvinsson D, Fayyad J, Foeken K, Fitzgerald M, Gaillac V, Ginsberg Y, Henry C, Krause J, Lensing MB, Manor I, Niederhofer H, Nunes-Filipe C, Ohlmeier MD, Oswald P, Pallanti S, Pehlivanidis A, Ramos-Quiroga JA, Rastam M, Ryffel-Rawak D, Stes S ve Asherson P. (2010) European consensus statement on diagnosis and treatment of adult ADHD: The European Network Adult ADHD. BMC Psychiatry; 3:10:67. Koretsky J. (2016) 5 Reasons Why ADHD Coaching Doesn’t Work.  http://adhdmanagement.com/5-reasons-adhd-coaching-doesnt-work/ Kubik JA. (2010) Efficacy of ADHD coaching for adults with ADHD. J Atten Disord; 13(5): 442-453. Murphy K. (2005) Psychosocial treatments for ADHD in teens and adults: a practice-friendly review. J Clin Psychol; 61(5): 607-619. Nadeau KG. (1995) Life management skills for the adult with ADD. A comprehensive guide to attention deficit disorder in adults: Research, diagnosis, and treatment. Editör: Nadeau KG., Philadelphia, PA: Brunner/Mazel, Inc, 191-217. Nadeau KG. (1995b) ADD in the workplace: Career consultation and counseling for the adult with ADD. A comprehensive guide to attention deficit disorder in adults: Research, diagnosis, and treatment. Editör: Nadeau KG., Philadelphia, PA: Brunner/Mazel, Inc, 308-334. Parker DR, Hoffman SF, Sawilowsky S ve Rolands L. (2011). An examination of the effects of ADHD coaching on university students’ executive functioning. Journal of Postsecondary Education and Disability; 24: 115-132. Prevatt F ve Yelland S. (2015) An Empirical Evaluation of ADHD Coaching in College Students. J Atten Disord; 19(8): 666-77. Reaser A, Prevatt F, Petscher Y ve Proctor B. (2007). The learning and study strategies of college students with ADHD. Psychology in the Schools; 44: 627-638. Safren SA, Otto MW, Sprich S, Winett CL, Wilens TE ve Biederman J. (2005) Cognitive behavioral therapy for ADHD in medication-treated adults with continued symptoms. Behaviour Research and Therapy; 43(7): 831-842. Safren SA. (2006) Cognitive-behavioral approaches to ADHD treatment in adulthood. J Clin Psychiatry; 67(Suppl 8): 46-50. Sleeper-Triplett J. (2010). Empowering youth with ADHD: Your guide to coaching adolescents and young adults for coaching, parents, and professionals. Plantation, FL: Specialty Press. Swartz S, Prevatt F ve Proctor BE. (2005). A coaching intervention for college students with attention deficit/ hyperactivity disorder. Psychology in the Schools; 42: 647-655. The Royal Australasian College of Physicians. (2009 June) Australian Guidelines on Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD). Tobias LL. (1996). Coaching executives. Consulting Psychology Journal. Practice and Research; 48: 87-95. Williams P. (2003) The Potential Perils of Personal Issues in Coaching The Continuing Debate: Therapy or Coaching? What Every Coach MUST Know! International Journal of Coaching in Organizations; 2(2): 21-30.
Avatar

Mehmet Akif Ersoy

Şu Tarihten Beri Yazarımız:  19 Ağustos 2018

Psikiyatrik hastalıkların farmakoterapi (ilaç tedavisi) ve analitik yönelimli psikoterapi ile tedavisinde 25 yıllık deneyim.